Açık Radyo'da Tiyatro: Kusursuz Görünüm

-
Aa
+
a
a
a

Yazan: Pablo SalinasÇeviren ve Radyoya Uyarlayan: Yaman Ömer Erzurumlu

Müzik: Onur Kahraman

Efekt Tasarım ve Ses Kayıt: Deniz Koloğlu

 

Oynayanlar:

EVELIA:Tomris İncer

RENE: Yigit Sertdemir

 

 

EFEKT: Kapı zili sesi.

EVELİA: Aman Tanrım. Ama daha altı bile değil. Ortalığın haline bak.

EFEKT: Kapı zili sesi.

EVELİA: Geliyorum…!

EFEKT: Ayak sesleri, kapı açılma sesi.

EVELİA: Lütfen, içeri buyurun. Ne olur evin dağınıklılığına bakmayın… lütfen, oturmaz mısınız? Altıda geleceksiniz sanıyordum. Daha yirmi dakika var oysa. Erken varan da en az geç kalan kadar suçludur.

RENE: Önemi yok.

EVELİA: Ah işte en dikkatli olmamız gereken nokta da bu, Fernando. Bu küçük şeyler. Bu “önemli olmayan” küçük ayrıntılar… Sizin için gerçekten fark etmeyecekse, su saksıyla işimi bitirmek istiyorum. EFEKT: saksının sürüklenme sesi. Küçük bitkimin kurumasını istemem. Çok seviyorum onu! Apartmana ışık saçıyor, güzellik katıyor. Canlılığını ve mutluluğunu yayıyor.

RENE: İsterseniz yardım edebilirim.

EVELİA: Asla olmaz! Elbisenizi kirletebilirsiniz. Her ne kadar üzerinizdeki kıyafetler bana böylesi bir ziyaret için pek uygun gelmese de.

RENE: Böyle giyinmeyi seviyorum. Bırakın bana.

EVELİA: Ne kaba bir yanıt. Demek hiç neden yokken kaygılanmışım. EFEKT: bitkiyle uğraşma sesi. Kenarlara biraz daha çokça toprak… Şu tarafı biraz daha bastıralım da açelya dik dursun.

RENE: Ne?

EVELİA: Açelya. İlkbaharda, mor çiçeklerle donanır ve “Masal Prensesi Koyuna” sevgiyle dolu bakar. Sen bilmiyorsun tabii. Pencerenin önündeki koya verdiğim isim bu. Aslında bir arkadaşımın fikriydi, benim değil. Bu güzelim ismi yatak odasına vermişti: Masal Prensesi Odası. Hakkın var pek de orijinal bir isim değil ama benim çok hoşuma gitti! Hepimiz sevdiğimiz insanlardan bir şeyler alırız öyle değil mi? Harika! Bitirmişsin bile! Dur, yerdeki gazetelere dokunma… Ben hallederim.

EFEKT: Toplanan gazete sesi.

RENE: İşte! Saksıyı nereye koyayım? EFEKT: saksıyı taşıma ve ayak sesleri

EVELİA: Camın yanına koy ama dikkat et. Narin dallarından birini kırıverme. Goncalara dikkat! Bu tarafa çevir de genç yaprakları pencereye baksın. Teşekkür ederim! Çok güzel!

EVELİA: Hiçbir şey, hiçbir şey.  Ellerini banyoda rahatça yıkayabilirsin. Hayır! Banyoya gitme! Sen kapıyı çaldığında eldivenlerle önlüğü oraya fırlatmıştım.

EFEKT: Koşarak uzaklaşan ayak sesleri. Açılan kapanan kapı sesi. Ayak sesleri.

EVELİA: Şimdi uygun. Girebilirsiniz. Küçük mavi havlu erkekler için. Sen banyodayken ben de çayı hazırlayayım.

EFEKT: Ayak sesleri. Bardak kaşık sesleri. Tepsiye yerleştirilme sesleri.

EVELİA: Bana Matmazel Dumont diyebilirsiniz… Evelyn Dumont… Büyük büyük büyükbabamın büyükbabası Fransızdı… Gerçek adım Evelia ama hiç hoşuma gitmez! Evelyn ise kulağa hoş geliyor. Daha taze, daha hafif, daha… Geldiniz mi? Otursanıza. EFEKT: oturma sesi. Bu da ilginç. Eğer yerde lotus pozisyonunda oturacaksan senin bileceğin bir şey. Ben koltukta daha rahat edersin diye düşünmüştüm. Neyse.. suyu getireyim. Kaynamıştır.

EFEKT: Uzaklaşan ve yaklaşan ayak sesleri. Tepsideki bardak sesleri.

EVELİA: İşte! Her şey hazır! Çay mı kahve mi?

RENE: Çay. Sonunda oturabildiniz.

EVELİA: Tam bu saatte gelmiş olacaktın işte… Kapıyı açtığımda da her şey mükemmel olacaktı. Ben de sana hiçbir rahatsızlık vermeyecektim. Ne yapıyorsun?

RENE: Dışarı çıkacağım.

EVELİA: Ama.

EFEKT: Uzaklaşan ayak sesleri, açılıp kapanan kapı, kapıya vurma sesi.

EVELİA: Ne biçim bir oyun bu?

EFEKT: Açılan kapı sesi.

RENE: Girebilir miyim?

EVELİA: Tabii buyurun.

EFEKT: Ayak sesleri ve kapanan kapı sesi.

RENE: Oturabilir miyim?

EVELİA: Rica ederim lütfen.

RENE: Birazcık. Tabii size zahmet olmazsa...

EVELİA: Hah hah, çocuk gibisiniz Fernando.

RENE: Keyfiniz şimdi yerine geldi değil mi? Madem öyle daha önce burada olduğumu unutup bastan başlayalım.

EVELİA: Ay bu çok komik! Kesinlikle son derece keyifli bir andı. Bu iç çekmeler insanı özgürleştirir! Ne kadar şeker, delikanlı? EFEKT: bardak kaşık sesleri.

RENE: Balınız var mı?

EVELİA: Sen de mi balı tercih ediyorsun?

EFEKT: Bal alma, bardağa koyma ve çay karıştırma sesi

RENE: Şeker metabolizma için iyi değildir. 

EVELİA: Güzel. Dersimize başlayalım… Saygılı, kraliyet dil kurumuna göre, ölçülü, nazik ve iyi huylu demekmiş. Bazılarımız aynı fikirde olmasa da. Fernando, o yüzden şimdi senden rahatından biraz fedakârlık gösterip koltuğa geçmeni ve düzgün bir oturuş biçimi almanı rica edeceğim. Bu pozisyonun elbette bir Budist tapınağında ya da ne bileyim özel bir huzur anında en uygunu olabilirdi. Ama şu ortamda nasıl desem? Şok edici, nahoş ve diplomatik değil. Saygısızca.

RENE: Bence doğal olmaktan daha basit bir şey yok. Yerde, bankta ya da bir iğnenin ucunda oturmak istersen gider oturursun!

EVELİA: Evet. Tabii. Olabilir. Ama önemli olan birinin ne yapabileceği değil ne yapması gerektiğidir.

RENE: Herkes, paşa canı ne çekiyorsa onu yapmalı derim ben.

EVELİA: Elbette delikanlı. Ama asil nokta toplumda kusursuz bir görünüm sergileyebilmektir.

RENE: Şahsen milletin ne diyeceği, ne düşüneceği benim zerre kadar umurumda değil.

EVELİA: Biz de oradan başlamalıyız o zaman: Örneğin buraya geldiğinde bir zarafet hocası ile karşılaşacağını biliyordun… bu hoca toplumun nereye gidersen git seni kolları açık karşılaması için sana basit kuralları gösterecekti.

EFEKT: Telefon zili sesi.

EVELİA: Bir dakikalığına izninizi rica ediyorum.

EFEKT: Telefonu açma sesi

EVELİA: Evet?... Ooo, Bayan Gonzales, sesinizi duymak ne güzel! Sesinizden yayılan bahar havası… Tabii canım nasıl unuturum?... Evet… Ne?... İyi de kendisi burada. Arkadaşça sohbet ediyoruz. Ne dediniz? Yanılıyor muyum? Anlıyorum Bayan Gonzales. İlginiz için teşekkür ederim… Hoşça kalın…

EFEKT: Telefon kapama sesi

EVELİA: Sen Fernando Gonzalez değilsin.

RENE: Hayır.

EVELİA: Öyleyse?

RENE: Araya girmeye çalışıyorum deminden beri ama fırsat olmadı.

EVELİA: Bir centilmen olarak göreviniz sizi başka birisiyle karıştırdığımı bana en başta sezdirmenizdi.

 

MÜZİK

 

RENE: “Hayatımı zincirlere vuran sonsuz ateş içinde yanıyorum. Acılarımı, yeniden doğuşlarımı, yenilişlerimi ve zaferlerimi hapseden nefesin gizemli deviniminin görkemli vuruşlarını hissediyorum.

EVELİA: Daha ne kadar devam etmeyi düşünüyorsunuz?

RENE: Buraya kadar ezberleyebildim. İzninizle gerisine gazetedeki ilanın kendisinden devam edeyim. EFEKT: gazete sayfası sesi. “Beni de o yaşayan yığına karıştır. Bana da yaşamasını öğret. Kire bulanmaktan korkarak, vardık evlerimizin eşiğine. Ayaklarımız temiz ama ruhlarımız boş. Yeniden doğmak istiyorum. Özgür, güçlü ve...

EVELİA: Affedersin Bay “her kimsen” özel hayatımı bu şekilde işgal etmeye hiç mi hiç hakkın yok… Bence bir insanın başka bir insana yapabileceği en ahlak dışı saldırıdır bu seninki.

RENE: Bütün bu kelimeler tanıdık mı?

EVELİA: Nereye varmaya çalıştığınızı bilmiyorum. Hayatıma izinsiz girmek!

RENE: Ama bakın tam burada “İlgini çektiyse beni bul” yazıyor.

EVELİA: Ama aynı yerde “Sadece meraklıysan uzak dur” da diyor. Öyle değil mi? Bilmiyorsanız öğrenin, birisiyle randevu ayarlanmadan önce aranan kimsenin siz olup olmadığını bilmek için belli formalitelerin yerine getirilmesi gerekir.

RENE: Burada öyle bir şeyden söz etmiyor.

EVELİA: Biliniyor varsayıldı. Benim her yanı cam bir evde oturduğumu görmüyor musunuz? Pencerelerim ardına kadar açık. Her ne kadar yalnız yaşıyor olsam da kimse benim hakkımda tek bir kötü söz edemez. Sen –nasılını bilmiyorum- bir şekilde adresimi ele geçirmeyi başarmışsın. Kim bilir ne gizli kapaklı işler çevirerek. Şimdi evimi terk etmeni ve bir daha da geri gelmemeni istiyorum.

RENE: İyi. Gidiyorum. Ama bence senin “kusursuz toplumsal görüntü” ’ne pek de uymayan bir tavırdı bu..

EVELİA: Diplomatik olmaya çalışıyordum o kadar.

RENE: Sen bütün can sıkıntılarını ve acılarınla ilgili gerçekleri milyonlarca kelimenin arasına saklamışsın.

EVELİA: Sen ne hakla…? Sizden çok rica ederim Bay…

RENE: Rene Gomez.

EVELİA: Bay Gomez… Benim hakkımda böyle gerçekdışı bir izlenimle ayrılmanıza her ne kadar içim acısa da.

RENE: Size bu korkaklık dersi için teşekkür ederim.

EVELİA: Korkaklık mı?

EFEKT: Gazete sayfası sesi

RENE: İlanınızdan birlikte okuyalım. “Hayatıma leke gelmesinden koktuğumdan, temiz fakat boş, yalnız ve hastalıklı bir ruhla yaşamayı seçmişim.”

EFEKT: Gazete sayfası sesi, ayak sesleri ve açılan kapı sesi

RENE: Hoş çakalın!

EFEKT: Kapanan kapı sesi

 

MÜZİK

 

EVELİA: Korkak, korkak Evelia, korkak! Sigara…!

EFEKT: Sigara arama sesi. Çakmak ve yanan sigara sesi. Kapı zili.

EVELİA: Sigara söndüreyim. Duman… duman… dağıl. Dağıl kahrolası. Geliyorum!

EFEKT: Ayak sesleri. Açılan kapı sesi.

EVELİA: Yine mi sen? İçeri gel. Komşuların seni görüp olmadık bir fikre kapılmalarını istemem çünkü.

EFEKT: Kapı kapanma sesi.

RENE: Çay soğumuştur herhalde.

EVELİA: Isıtabilirim.

RENE: Sigara kullanıyor musun?

EVELİA: Nadiren.

RENE: Var mı?

EVELİA: Sanmıyorum… A evet! Geçenlerde bir arkadaşım paketini burada bırakmıştı

RENE: Ne yaptın ben yokken? Teşekkür ederim.

EFEKT: Çakmak sesi.

EVELİA: Açelyayı sulayacaktım.

RENE: Suladın mı?

EVELİA: Fırsatım olmadı... Bir şey mi unuttun?

RENE: Hayır. Seninle konuşmak istedim.

EVELİA: Bay Gomez sizin bilmem kaç yaşında geçmiş bir kadınla konuşacak ne gibi bir konunuz olabilir?

RENE: Bana Rene de.

EVELİA: Sagol… Rene sen kaç yasındasın?

RENE: Yirmi yedi.

EVELİA: İşin?

RENE: Modelim.

EVELIA: Modelsin?

RENE: Evet modelim. Çalıştığım ajanstakilere göre çoğunluk kadının hoşlandığı tipmiş benimki. Şaşırdın gibi?..

EVELİA: Bana daha çok kadın işi gibi gelir.

RENE: Tarih kadının erkek donu modelliği yaptığını yazmadı daha.

EVELİA: Tabii tabii, mutlaka! Senin şu her şeyi kendine has dile getirme huyun… Öyle ifade edince şiirsellikten sıyrılıp çırılçıplak kalmış, hiç insani değilmiş gibi oluyor.

RENE: Tamam da, hiç mi olayları -senin demenle- çırılçıplak kalmış görmeye zorlandığın bir durumda kalmadın?

EVELİA: Elbette; annem öldü. Çok kibardı kadındı! Beni saflaştıran tek bağdı… Sanki yanımda yürüdüğünü görebiliyorum şu an… beraber, tiyatroya giderdik, sinemaya ya da ÇAPULTEPEK parkında yürüyüşlere. Ölümünden sonra o yerlerin hiçbirisine gitmedim… Ah evet! Bir defa. Kendi başıma sinemaya gitmeye kalkıştım… Ne utanç verici! Bileti ödemek için çantamdan parayı çıkaramadım. İçeri girince neredeyse biletçinin elini sıkıyordum. Salona da ancak yüz defa “teşekkür ederim” dedikten sonra girebildim. Işıkların sönmesini büyük bir korku ile bekledim. Film başladığında birden kafama herkesin beni izlemekte olduğu fikri saplandı. Orasını öyle kontrolünü kaybetmiş bir halde terk ettim ki eve gelince hüngür hüngür ağladım… Sen bana ne anlatmak istersin?

RENE: Her şeyi ve hiçbir şeyi. Seni dinlemek hoşuma gidiyor Evelyn. Neden benim Fernando Gonzales olduğumu düşündün?

EVELİA: Geçenlerde sakinleştirici almak için eczaneye gittiğimde, bir bayanın oğlundan şikayetçi olduğunu duydum. Oğluna birkaç bedava ders vermeye gönüllü olup kadına yardım etmek istedim. Bu Bayan Gonzales’e adresimi verdim o da oğlu Fernando’yu göndereceğini söyledi. Bugün saat altıda. Seni onunla karıştırdığım için kusuruma bakma.

RENE: Önemli değil.

EVELİA: Sen neden kendinden bahsetmiyorsun? Hayatından.

RENE: Gerçekten merak ediyor musun?

EVELİA: Tabii ki.

RENE: On dokuz yaşımda genç erkek kıyafetleri tasarlayan bir firma ile özel bir anlaşma yaptım. Pellegrino Moda! Harika bir işti. Resmim en büyük dergilerde, televizyon ve film reklamlarında çıktı. Ben! Muhteşem Pellegrino Erkeğiydim! Büyük bir oyuncu gibi hissediyordum kendimi. İnsanların dönüp baktığı, bütün kızların imza istedikleri.

 

MÜZİK

 

EVELİA: Dikkat et Evelia! Sana sadece fiziksel olarak çekici gelen bu erkekten uzak dur.

RENE: Ceket gömlek ile güzel bir uyum oluşturması için tasarlandı. Vücudu sarsın ve “BENİ İSTE!” diye haykırsın.

EFEKT: adamın soyunma sesi.....

EVELİA: Eski erkek arkadaşın İşmael’in seni Cuernavaca yolundaki ıssız yere götürdüğü anı hatırla… yirmi yıl önceyi.

RENE: Gömlek kollarının her birinde üçer düğme var.

EVELİA: Hatırla! İşmael de elbiselerini çıkarmaya başlamıştı böyle. Ceketini. Kravatını. Sıcağı düşününce normaldi aslında. Kolunu omzuna atıp seni kendi bedenine doğru çektiğinde sanki sana elektriği geçiyordu…

RENE: Pantolon ona bakan kadında arzu uyandırmak için tasarlanmış!

EVELİA: İşmael seni otların üzerine oturtup durmaksızın öpmeye başladı. Hatırla! İkiniz de sırtüstü uzandınız. Haşince seni öpüp göğüslerini okşadı.

RENE: Bedenin şeklini haykıran giyim. Duygusal… saldırgan… dinamik giyim!

EVELİA: İşmael’in elleri göğüslerine indi. Direndin. Sen izin vermeyince öfkeye kapıldı. Hızla ayağa kalktın. İşmael seni bir falçatayla tehdit etti. Bağıramadın. Korku bütün bedenini kapladı. Kendini senin üzerine attı. Bileğini yaraladı. Kanı görünce kendinden geçtin…

RENE: Bu yüzyılın kıyafetleri çağını anlayabilen erkek için…

EVELİA: Senin ırzına geçti! Ve onu bir daha hiç görmedin. Senin ırzına geçti!

RENE: Zevk almaya bak! Sihir dünyası! 

EVELİA: Yeter, Rene!

RENE: Senin için bir de mayo defilesi yapacağım şimdi.

EVELİA: Rica ederim yapma… Komşular ne diyecek? Dedikoduyu engellemek için perdeleri her zaman açık tutarım ben. Hatta bazen pencereleri bile açarım… İnsanların ne konuştuklarını bilemezsin. İtibarım iki paralık olacak! Onlar insanı… onlar şeyi bile… işte her kimse onu bile…

RENE: Anneni bile.

EVELİA: Rene.

RENE: Haydi perdeleri kapayalım.

EVELİA: Asla! Son konuğum evi terk etmeden asla kapamam, dedikodulardan…

RENE: İzninle ben kapıyorum o zaman. EFEKT: Perdeleri kapama sesi. Bugün gündelik hayatında ufak bir değişiklik yaşa.

EVELİA: Hayır, hayır, hayır, ben yine… Ne! Bir dakika. Sen ne hakla daha henüz tanıdığın birisinin karşısında gömleğini çıkarırsın? Seni kendini örtmeye davet ederim.

RENE: Kimden korkuyorsun?

EVELİA: Beni utandırıyorsun. Artık dayanamıyorum!

RENE: Ve şimdi de… Mayo!

EVELİA: Duyulmamış şey! Dayanamıyorum.

RENE: Çıksın pantolon. En rahat kıyafet! Kadınların taptığı kıyafet! Neden? Çünkü mutluluğun kaynağını saklıyor içinde.

EVELİA: İğrençsin… iğrenç! Sana evimi derhal terk etmeni emrediyorum!

RENE: Ben de derhal uyuyorum.

EVELİA: Bu halde değil… lütfen… Beni ne zor bir duruma soktuğunu görmüyor musun? İtibarımı yok etmeye mi çalışıyorsun sen?

RENE: Bütün bunlar kimin umurunda? Hangisinden daha çok korkuyorsun Evelia? Dedikodulardan mı, insan bedeninden mi?

EVELİA: Bu kadar yaklaşma bana. Her şeyin zamanı ve zemini vardır.

RENE: Dünya uzun zaman önce değişti Evelia. Kadınlar yıllardır kısa etek giyiyor.

EVELİA: Popomu insanlara sergilemem için bir neden göremiyorum. Aaaah! A ne diyorum ben.

RENE: Devam et, devam et! Kurtul bütün o utangaçlıktan, o laflardan korkmaktan, o davranışlardan, ne derler ne konuşurlardan ve… seks korkusundan!

EFEKT: kumaş sesleri....

EVELİA: Tanrım… ne kaba, ne kaba!

RENE: Korkma. Özgür ol.

EVELİA: Yine titriyorum. Nefes alamıyorum. Lütfen yaklaşma. Elbiselerini giy ve git.

RENE: Aptal olma. Artık on beş yaşında değilsin.

EVELİA: Hayır, hayır…

RENE: Kavgayı bırak… Seni öpmek istiyorum.

EFEKT: soyunma ve kumaş sesleri kesilir.

 

MÜZİK

 

RENE: Şu ayna?

EVELİA: Florentin stili. Annem ve babamdan hediye.

RENE: Resimdeki kadın annen mi?

EVELİA: Evet.

RENE: Bütün burası! Ben eskilerin zevkini seviyorum. Kırklar ve elliler dışında.

EVELİA: Neden?

RENE: Her açıdan eksik. Mobilyalar. Evler. Moda. Her şey çok genel… artistik değerlerden uzak.

EVELİA: Benim ilk gençlik yıllarımdı… Bütün o şeyler sana zevksiz geliyorsa kendimi de mi katmalıyım onlara?

RENE: Öyle bir şey demedim.

EVELİA: Ama ima ettin.

RENE: Nereye gidiyorsun? Ne güzel yatıyordun.

EVELİA: Sigaran için küllük getireceğim.

RENE: Özür dilerim. Gel yanıma. Odayı kolaçan etmeyi bırakıp rahatlar mısın?

EVELİA: Sadece… Bu kadar zaman halıda yatacağımızı düşünmemiştim… Saat dokuza gelmiş olmalı. Aslında bir önemi yok.

RENE: Tam şu anda aklından ne geçiyor?

EVELİA: Aslına bakarsan kabul etmem gerektiğini düşünüyorum. Kararsızlıklarımdan bıktım. Duyduğum utançtan bıktım. Sana da aptallık derecesinde kolay avlandım.

RENE: (ıslık çalar...)

EVELİA: Neden yaptın bunu?

RENE: Eğer haftada iki üç defa yapsan bu kadar çok derdin kalmazdı. İçinden gelen dürtüyü dinledin.

EVELİA: Evet, evet, evet… Ama bir şey var. Bütün bu olan bitenle ilgili doğru olmayan bir şey var.

RENE: Açık yürekliliğini haklı gösterecek bir neden arıyorsun. Bir kadeh bir şey içmiş olsaydın yanlış bir neden de olsa bir nedenin olacaktı.

EVELİA: Saçların ne kadar yumuşak.

EFEKT: okşama sesi.

RENE: Gülümsemeye devam et. Böyle daha güzelsin.

EVELİA: Offf.

RENE: Evelia… On yaş gençleştin.

EVELİA: Gerçekten mi? Kiminle yaşıyorsun?

RENE: Lafı bir yana bırakmayı teklif ediyorum. İçkin var mı?

EVELİA: Sadece bir şişe İspanyol elma şarabı.

RENE: Gidip getireyim.

EFEKT: Ayak sesleri.

EVELİA: Buz kovasında… iki bardak getir.

EFEKT: şarabı arama ve bardak sesleri.

RENE: Bak ne diyeceğim. İlk elini attığın albümü ne olduğuna bakmadan koy çalsın. Dans edeceğiz. Ama ne çıkarsa! Tamam mı?

EVELİA: Tamam.

RENE: Söz ver bakmayacaksın.

EVELİA: Söz.

EFEKT: Plak arama, bulma ve pikaba koyma sesi.

RENE: Hile yapma.

EVELİA: Hayır İnanmıyor musun?

RENE: İnanıyorum tabi.

EFEKT: Ayak sesleri. Şarabın açılma ve bardağa dolan şarap sesi.

RENE: Neye içiyoruz?

EVELİA: Bana getirdiğin mutluluğa.

RENE: Evelia’nın yeniden doğuşuna.

EFEKT: Tokuşturulan kadeh sesi.

[Pikaba konan müzik çalmaya başlar. Bach Brandenburg Konçertosu No.4.....]

EVELİA: Ah Bach! Tanrım çok mutluyum. Rene hadi sen de danset… Tanrım… Rene… hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Danset benimle Rene... Rene? Rene neyin var?

RENE: Şimdi sorma.

EVELİA: Neden?

RENE: Canını sıkabilir.

EVELİA: Ne var bilmek istiyorum.

EFEKT: Evalia’nın müziği durdurması.

RENE: Dürüst olmam lazım.

EVELİA: Söyle. Ben zor durumlara alışkınımdır.

RENE: Önce, seninle gerçekten mutluydum. Bunu bilmeni isterim. Ama....

EVELİA: Bak Rene her şeyin nasıl da bir “ama”sı var gördün mü?

RENE: Gazeteye ne yazmıştın hatırlıyor musun? “Hayatı bütün gözyaşları ve kahkahaları, bütün hazları ve üzüntüleri ile seviyorum”

EVELİA: Beni korkutamayacaksın.

RENE: Dinle bitmedi.

EVELİA: Dinliyorum Rene.

RENE: Sana bir ajans için çalıştığımı söylemiştim.

EVELİA: Ben de korkmamış sadece şaşırmıştım.

RENE: Altı yıl boyunca Pellegrino Modanın genç erkeklerinin özel katalogundaydım Önce yaşımdan dolayı beni daha az sonunda da hiç istemez oldular. Sağda solda işler almaya başladım ben de. Derken ekonomi çöktü ve borçlarım yığılmaya başladı. Birkaç ay önce aynı yoldan benden önce geçmiş bir arkadaşım beni bir “Escort Servisi”’ne soktu. Kendimizi kiralıyorduk senin anlayacağın. İşimiz oyunculuk aslında. İnandırmaca oyunu. Gerçeğin bir yanılsamasını yaratıyoruz… İlgiyi sürekli ayakta tutuyoruz… Daha profesyonel olmak için müşterinin zevklerine dikkat ediyoruz. Kullandığı sigara markası, en sevdiği içki, yemek, müzik… kısaca her şey! Sigaralarını yakıyoruz, yemek ısmarlıyoruz… Bazen hesabı da biz ödüyoruz. Ya onlar ya da servis parayı önceden vermiş oluyor. Sonunda da masraflar ve servis ücretini içeren bir fatura sunuyoruz.

EVELİA: Bitti mi? Beni nasıl buldun peki?

RENE: Orasını Escort Servisi halletti. Biz dostluk , tatmin, dostça muhabbet sunuyoruz. Ara bizi! Ara! Ara! Derdinin çaresini buluruz. Yalnız olmaktan korkma! Yalnızlığa hazırlıksız yakalanmaktan kork! Ara bizi, ara bizi. Derhal yanındayız!...Bitti.

EVELİA: Sana borcum ne kadar?

RENE: İlk ziyaret her zaman ücretsiz. Yalnız kişi tatmin olursa aynı escortu ya da başka birini isteyebiliyor.

EVELİA: Tabii bu arada arkanızda bıraktığınız zarar umurunuzda bile değil.

RENE: Zarar minimum. Asla içi boş umutlar vermiyoruz. Kişinin kendi yaratmakta özgür olduğu illüzyonlar dışında.

EVELİA: Güzel, hediyeni kabul edemeyeceğim. Şimdi bütün bu şey kaça patlıyor onu söyle ve çık git buradan.

EFEKT: Giyinme sesi.

RENE: Tek yapabileceğim kartımı bırakmak… İstersen beni arayabilirsin… Eğer başka birini…

EVELİA: Çıkmanı bekliyorum.

RENE: Eğer sen bizi aramazsan biz seni aramayacağız. Bir dahaki sefer ücreti karşılığı koşulsuz tatmin bekliyor olacak seni.

EVELİA: O.... kartını al ve çık dışarı. Elimi sürmek bile istemiyorum.

EFEKT: Ayak sesleri, kapı açma ve kapama sesi.

EVELİA: Aptalın biriyim ben! İnanmıyorum! Ne aptalım! Aptal! Aptal! Kartını unuttun!

 

MÜZİK

 

EVELİA: Escort servisi ha. Utanmadan bir de not yazmış. Akıl alır gibi değil. “Evelia, Escort servisi hakkında sana söylediklerimin tamamı yalan. Kapının dışında bekliyorum”

EFEKT: Ayak sesleri. Kilit açma sesi.

RENE: Evelia! Sürgülü kilidi açtığını duydum. Buradayım.

EVELİA: Lütfen git.

RENE: Seninle konuşana kadar olmaz.

EVELİA: Kapıyı açmıyorum Rene.

EFEKT: Kapının yumruklanma sesi.

RENE: Tekrar doğmak istiyorum! Özgür! Güçlü!

EVELİA: Lütfen bağırma! Herkesi uyandıracaksın.

RENE: Kapıyı aç Evelia! Bana nasıl yaşanacağını göster! Hem ateş hem su, hem aydınlık hem gölgeyim. Hem…

EFEKT: Açılan kapı ve ayak sesleri

EVELİA: Bağırmayı kes de içeri gel.

EFEKT: Kapanan kapı sesi

RENE: Benim de kendimi yalnız hissettiğim oldu. Ben de bedelini ödedim bütün...

EVELİA: Bir son versek artık buna.

RENE: Öyle olsun. Hayat dolu bu gece için sana teşekkür ederim. Deneyimlerim bana yalnız kadınların ilk seferde son derece sert tepki verip kartı yırttıklarını öğretti. İkinci seferse… İşte kartım. EFEKT: kart verme sesi. Rene’yi iste. Evelia arıyor dersin. Şu gün şu saatte beklediğini belirt.

EVELİA: Bir daha gelmeyecek misin?

RENE: Hayır Evelia… Sen çağırmadıkça hayır… Sen bu hayatta her şeyin bir bedeli olduğunu kabul etmedikçe hayır. İyi geceler.

MÜZİK.... 

EVELİA: Bir karar vermen gerek Evelia. EFEKT: telefon ahizesini kaldırma sesi. Artısını eksisini bırak şimdi. Hangisi daha değerli ona bak. EFEKT: Telefon tuşlama sesi.  Alo? Rene’ye bir mesajım olacaktı hanımefendi? Evelia’dan… İki gün sonra kendisini beklediğimi söyleyin. Gece yarısı. EFEKT: telefon ahizesini kapama sesi.

 

MÜZİK.

 

SON